Ana içeriğe atla

E-kitap okuyucu


Which Kindle should you actually buy? The best models for 2025E kitap okuyucular ile ilgili olarak aldığım en önemli eleştiri kitap kokusu...
Buna çok katılmasam da insanların kitap okumanın aynı zamanda bir zevk unsuru olarakta görmesi son derece doğal. Ancak bir de işin diğer tarafı var ki, eğer bir proje yazıyorsanız, 30 yaşından sonra java öğrenmeye başladıysanız veya kişisel gelişim okuyorsanız kitap kokusu çok da  önemli olmaz sanırım. Ancak kimi zaman artık ekrandan sıkalabilir ve kahve ile birlikte gerçek bir kitap okumak isteyebilirisiniz. Bu duygusal bağ gerçekten farklı. Bir kindle size bunu vermez.
E kitapların size sağlayabileceği sayısız avantaj var. Bunun en başında depolayabileceğiniz kitap sayısı geliyor. Yani hiç zahmet etmeden tatilde, yolda, otobüste okulda binlerce kitabı yanınızda taşıyabilirisiniz. Size ayarlanabilir puntolar sayesinde önemli bir okuma hızı sağlar. Kaldığınız yer kaybolmaz, notlar alabilir, altını çizebilir ve sözlükler sayesinde dil yeterliliğinizi arttırabilirsiniz.
Geçmişte insanların kütüphanelere ve bilgiye ne kadar zor ulaştıklarını biliyoruz. Acaba bu imkanlara sahip olsalar ne kadar okurlardı kim bilir? Bugün önemli tarihçilerden Fuat Sezgin vefat etti. Bir ara bir programda günde 17 saat çalıştığını ve okuduğunu söylemişti. Elinde böyle bir imkan olsaydı bence okuma hızı en az iki kat daha fazla olurdu. Tabi yerli kaynaklar hala bu konuda çok yetersiz. Yabancı dillerde e pub formatı çok yaygın. Fuat Hocanın dil becerisi de düşünüldüğünde muazzam bir okyanusla karşılaşacaktı.
İşi yine eğitime bağlayacak olusak, son yıllarda okulumda yapmak istediğim kanımca çok önemli bir proje var. E kitap okuyucu projesi. Yani her öğrencinin bir e kitabı olmalı. Öğrencilere tablet vereceğimize bir kitap onların hayatını değiştirebilir. İnanın öğrencilerimi e kitaplar ile tanıştırdığımda hem çok şaşırıyorlar hem de üretilmiş olan bilginin çokluğu konusunda hayrete düşüyorlar. Şimdiye kadar atandığım okulların hiç birinde kütüphane yoktu. Belki böyle bir devrim bu boşluğu doldurabilir. Artık okumanın öğrencileri hayatında en önemli yeri işgal etmesi gerektiğini hem öğretmenler hem de bakanlık anlamalı ve somut adımlar atmalı. Hiç kimse teknolojinin gelişmesi ile birlikte kitapların ikinci plana atıldığını ileri sürmemeli. Unutmayalım ki her türlü bilimsel gelişim kitaplar sayesinde olur ve hep böyle olacaktır. Bilginin aktarılmasının başka bir yolu yoktur.  Hem maliyet, hem de kullanışlılık açısından e kitaplar hayatımıza girmeli.
Teknik konulara daha sonra tekrar değinmek istiyorum ancak piyasada kindle açık ara önde gidiyor gibi. Ancak amazon kindle satışları ülkemizde halihazırda yok. Piyasada bulduklarımız yurt dışından geliyor fiyatlar bence çok yüksek. Alternatif modelleri denemek lazım. Bu tarz konularda devlet neden teşviklerde bulunmuyor anlamak gerçekten çok zor. Bu tarz engellerin ortadan kaldırılması için öneride bulunan kimse yokmu acaba bakanlıklarda. Siyesetçilerin bu konulara hakim olmaması gayet normal.
Ülkemizde Amazon’un gelmesiyle fiyatların aşağı çekileceğini ve cihazlarda amazon desteğinin geleceğini şimdiden  söyleyebiliriz. Bugün okuduğum Serdar Kuzuoğlu’nun tweetinde de olduğu gibi” Kurtar bizi Amazon”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap Yazmak Kolay mı?

Bir kitap yazmaya karar vermek, sadece bir fikir üretmek ya da boş bir sayfayı doldurmaya çalışmak değildir. Bu karar, insanın kendi zihninde ve ruhunda derin bir dönüşüm sürecini başlatması demektir. Çünkü yazmak, yalnızca kelimelerin bir araya getirilmesi değil; düşüncelerin düzenlenmesi, duyguların ifade edilmesi, bilinçli bir farkındalıkla dünyaya yeniden bakmayı öğrenmektir. Bu süreç, insanı önce düşündürür, sonra sorgulatır ve zamanla olgunlaştırır. Yazmaya başlayan kişi yavaş yavaş yalnızca bir okuyucu olmaktan çıkar; dünyayı gözlemleyen, sorgulayan ve yeniden inşa etmeye çalışan biri hâline gelir. Çoğu kişi yazmayı yalnızca hayal gücü yle ilişkilendirir. Oysa yazmak, hayal gücü kadar disiplin , kararlılık ve içsel bir emek gerektirir. Bir masa başına oturup saatlerce düşünebilmek, doğru kelimeyi bulana kadar defalarca cümle kurup bozabilmek, kimi zaman bir paragraf için saatler harcamak bu işin görünmeyen ama en gerçek kısmıdır. Bu nedenle yazarlık, sadece yetenek işi değil; ...

Öğrencime Mektup

      Merhaba Ömer Bir süredir meşgul olduğum, bütün yoğun işlerimin yanında, sanki hiç işim yokmuş gibi kendime yeniden iş çıkarıp   büyük dedelerden başlayan bir aile tarihi   yazmaya giriştim. Onlarca röportaj yaptım, onlarca sayfa notlar aldım, onlarca saatlik ses kayıtları topladım, yüzlerce resim derledim. Akrabalarla konuştukça merakım daha da arttı. Hiç üşenmeden İstanbul, Ankara, İzmir ve Kırşehir’deki akrabaları teker teker ziyaret ettim. Genelde benzer olayları herkes farklı açılardan değerlendiriyor, kendi bakış açısını anlatıyordu. Yüzlerce yıl, insanlık tarihi kadar eski olan sözlü anlatım geleneğiyle hikâyeler günümüze kadar geldiği kadarıyla benim el yazımla kâğıda dökülüyordu. Aralarında eli kalem tutan öğretmenler, doktorlar, hatta savcılar bile olmasına rağmen, daha önce kimse bu konuları merak etmemişti. Sarıkamış’ta şehit olan üç dedemizle ilgili en ufak bir detay bile yoktu. Anlatılanlar çok yüzeyseldi ve bir o kadar da merak uyandırmaktan ...

Erasmus Plus projesi nasıl yazılmalı.

Değerli öğretmen arkadaşlar, Özellikle öğretmenlere seslenmemin önemli bir sebebi var çünkü AB projeleri özellikle bizlere önemli mesleki avantajlar sunuyor ve kendimizi geliştirmenin önemli ayaklarından bir tanesi. Hani hep şikayet ettiğimiz standart konular vardır ya, özel okullardaki imkanlar olsa daha etkili çalışabiliriz. Mesleki tatminim yok, biraz daha esnek çalışabilsek sadece test çözmesek her şey ne kadar güzel olacak, sistem değişiyor kimse bize sormuyor vs. Alın size mükemmel bir fırsat. Hem de öyle böyle değil. Tabi oturup çalışmak şartı ile… Bu yazımızda sizlere Erasmus Plus ile ilgili detayları yazmak istemiyorum. İnternette ve facebook grupları içerisinde yeterince ve hatta fazlası bile var. Vurgulamak istediğim asıl önemli nokta, birçok alanda olduğu gibi bu alanda da plansız ve iç disiplin olmadan çalışmak. Eğer mesleğe ilk atandığım yıl ,ki bu on yıl önceydi, birisi bana nasıl proje yazılması gerektiği ile ilgili soru sorsaydı, sadece klavuzdaki kriterler...