Ana içeriğe atla

Cosmos ve Ortaokul


The Creation of the Cosmos II - Buy Limited Edition Fine Art Print –  AstrographyKüçüklüğümden beri belgesellere olağan üstü bir ilgim vardı. Ama tek kanallı dönemde elimizdeki kaynak tabi ki son derece sınırlı oluyordu. Zaten çok kanallı sisteme geçildiğinde de bu tekel yine de kırılamadı, çünkü bu sefer de kaliteli belgeseller tamamen paralı kablolu kanalların eline geçti. Biz yine beklemede kaldık yani. Aradan yıllar geçti. Bu sefer kablo tv daha ulaşılabilir bir şey haline gelirken kaliteli belgeseller bu sefer paralı diğer platformlarda adı sadece belgesel kanalları diye geçen mecralarda boy göstermeye başladı. Digitürk gibi platformlarda hitap ettiği kitle o zamanlar hep biraz daha ekonomik durumu iyi olan insanlardan oluşuyordu. Nedense TRT bu konuda hiç bir şey yapmıyor sadece kendi sıkıcı yerel belgeselleri ile yetiniyordu.
Ve niyahet internet ve torrent devrimi ile bütün sınırlar kırıldı ve bizlerde sınırsız ve medya ile karşı karşıya kaldık. Deli gibi saldırdık tüm mecralara nabster larda mp3, torrentlerde film, belgesel ve diziler. En yeni divx formatlı kaliteli görüntüler ve tabi ki dvd ler. Tamamı bedava ve herkes tarafından ulaşılabilir…
Amacım burada korsan ürünleri övmek değil ama yönelimin nasıl gerçekleştiğini anlatmak. Yani devlet aslında kendi eliyle sizi illegal medyaya yönlendirmiş oluyor bir şekilde. Daha önceki yazılarımda da söylediğim gibi bence eğitim bakanlığı sadece dört suvar arasında kalmamalı. Sadece bu konu ble bence bakalığın ilgi alanına girmeli. Bu açığı yıllar önce görüp, TRT yi bu konuda uyarabilir ve hükümmette gerekli yayın haklarının satın alınması ile ilgili olarak girişimlerde bulunmalı. Ama böyle bir ihtiyacın olduğundan zaten kimsenin haberi olmuyorsa zaten adımda atılmayacaktır. İyi eğitim her zaman bir zümrenin tekelinde kalacaktır.
 Az önce de bahsettiğim gibi kalite hep bizlerden bir adım önde gitti ve internet yayılana kadar biz buna ulaşamadık. İstediğimiz şey bir spor ayakkabı bir play station veya bir araba değil. Sadece belgesel.
İzlediğim onca belgesel arasından Cosmos’u seçmem çok zor olmadı. Her yıl bütün sınıf düzeylerinde müfrefdatla ilgili olan konuları ve bölümleri çocuklara izlettiriyorum ve bölümleri onlarla tartışıyoruz. Kesinlikle mükemmel bir belgesel. Hatta önceden 8. Sınıflar için var olan evrim konusunda tıkandığım noktalarda ilaç gibi gelirdi. Bence doğal seçilim ve evrim konusunda ortaokullar için ondan daha iyi bir görsel olamaz. Yaşamın evren tarihinde ne kadar küçük bir alan kapladığı gerçeği, öğrencilerin yüzüne öyle bir çarpıyor ki, yeni birçok soruya zemin hazırlıyor. Tabi yoğun müfredat ve 8. Sınıflarda evrimsel biyolojinin neredeyse çıkarılması izlediğim programı biraz değiştirdi. Ancak tüm sınıf düzeylerinde benim de hayalim olan uzay konusunun ilk ünitelere yerleşmesiyle Cosmos hala popülerliğini ve güncelliğini  koruyor.
Bütün samimiyetimle söylüyorum ki bilim uygulamaları dersi bile sadece bu belgeselden oluşabilir. Hiç de abarttığımı düşünmüyorum bu konuda. Veliler olarak sizler de okullarında bu imkanlar olmasa bile evinizde bu belgeselin bütün bölümlerini çocuklarınıza izletin. Üzerinde tartışın. Bol belgeselli günler dilerim.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap Yazmak Kolay mı?

Bir kitap yazmaya karar vermek, sadece bir fikir üretmek ya da boş bir sayfayı doldurmaya çalışmak değildir. Bu karar, insanın kendi zihninde ve ruhunda derin bir dönüşüm sürecini başlatması demektir. Çünkü yazmak, yalnızca kelimelerin bir araya getirilmesi değil; düşüncelerin düzenlenmesi, duyguların ifade edilmesi, bilinçli bir farkındalıkla dünyaya yeniden bakmayı öğrenmektir. Bu süreç, insanı önce düşündürür, sonra sorgulatır ve zamanla olgunlaştırır. Yazmaya başlayan kişi yavaş yavaş yalnızca bir okuyucu olmaktan çıkar; dünyayı gözlemleyen, sorgulayan ve yeniden inşa etmeye çalışan biri hâline gelir. Çoğu kişi yazmayı yalnızca hayal gücü yle ilişkilendirir. Oysa yazmak, hayal gücü kadar disiplin , kararlılık ve içsel bir emek gerektirir. Bir masa başına oturup saatlerce düşünebilmek, doğru kelimeyi bulana kadar defalarca cümle kurup bozabilmek, kimi zaman bir paragraf için saatler harcamak bu işin görünmeyen ama en gerçek kısmıdır. Bu nedenle yazarlık, sadece yetenek işi değil; ...

Öğrencime Mektup

      Merhaba Ömer Bir süredir meşgul olduğum, bütün yoğun işlerimin yanında, sanki hiç işim yokmuş gibi kendime yeniden iş çıkarıp   büyük dedelerden başlayan bir aile tarihi   yazmaya giriştim. Onlarca röportaj yaptım, onlarca sayfa notlar aldım, onlarca saatlik ses kayıtları topladım, yüzlerce resim derledim. Akrabalarla konuştukça merakım daha da arttı. Hiç üşenmeden İstanbul, Ankara, İzmir ve Kırşehir’deki akrabaları teker teker ziyaret ettim. Genelde benzer olayları herkes farklı açılardan değerlendiriyor, kendi bakış açısını anlatıyordu. Yüzlerce yıl, insanlık tarihi kadar eski olan sözlü anlatım geleneğiyle hikâyeler günümüze kadar geldiği kadarıyla benim el yazımla kâğıda dökülüyordu. Aralarında eli kalem tutan öğretmenler, doktorlar, hatta savcılar bile olmasına rağmen, daha önce kimse bu konuları merak etmemişti. Sarıkamış’ta şehit olan üç dedemizle ilgili en ufak bir detay bile yoktu. Anlatılanlar çok yüzeyseldi ve bir o kadar da merak uyandırmaktan ...

Erasmus Plus projesi nasıl yazılmalı.

Değerli öğretmen arkadaşlar, Özellikle öğretmenlere seslenmemin önemli bir sebebi var çünkü AB projeleri özellikle bizlere önemli mesleki avantajlar sunuyor ve kendimizi geliştirmenin önemli ayaklarından bir tanesi. Hani hep şikayet ettiğimiz standart konular vardır ya, özel okullardaki imkanlar olsa daha etkili çalışabiliriz. Mesleki tatminim yok, biraz daha esnek çalışabilsek sadece test çözmesek her şey ne kadar güzel olacak, sistem değişiyor kimse bize sormuyor vs. Alın size mükemmel bir fırsat. Hem de öyle böyle değil. Tabi oturup çalışmak şartı ile… Bu yazımızda sizlere Erasmus Plus ile ilgili detayları yazmak istemiyorum. İnternette ve facebook grupları içerisinde yeterince ve hatta fazlası bile var. Vurgulamak istediğim asıl önemli nokta, birçok alanda olduğu gibi bu alanda da plansız ve iç disiplin olmadan çalışmak. Eğer mesleğe ilk atandığım yıl ,ki bu on yıl önceydi, birisi bana nasıl proje yazılması gerektiği ile ilgili soru sorsaydı, sadece klavuzdaki kriterler...