Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Alev Alatlı ve Girişimcilik

Son dönemde Alev Alatlı ile ilgili olarak acımasız bazı yorumlar yapıldı. Konu yeni başkanlık sistemindeki danışmanlık ile ilgili. Kendisi her ne kadar bunu yalanlayan ve para almadığını söyleyen bir tweet atsa da birçok kişinin bu durum gözünden kaçtı. Ancak hiç kimse kendisine bir şey danışmam diyemez sanırım. Bugünler de okuduğum Schrödinger'in kedisi kitaplarının birincisi ne kafa yoruyorum. İlk yüz sayfası anlaması çok güç gelse de sonradan işin rengi değişiyor ve yazarın zihin dünyasının içine dalıveriyorsunuz. İşte diyorsunuz aydın böyle olmalı. Kitap kendi alanınızla sizi verdiği bilgiler karşısında bir miktar ezip bazen suçluluk duygusu bile hissettiriyor. Kaldı ki bir fen bilgisi öğretmeni olarak kuantum fiziği hakkındaki ufak detayları böyle bir kitaptan öğrenmek zoruma gitti açıkçası. Daha bitirmedim ama şimdiden hakkını teslim etmek lazım. Kullandığı yalın dil anlaşılması kolay bir akıcılık ile birleşiyor. Sahip olduğu entelektüel derinlik bence son zamanlardaki ...

Eğitime bir de Girişimcilik Penceresinden Bakın

Girişimcilik konusunda Baybars Altundaş çok iyi bir örnek. Ama daha önce de bahsettiğim gibi melek yatırımcı meselesi sadece üniversite öğrencilerine has bir olay değil. Nedense toplumda böyle bir algı var ve bu işler hep bir teknokent çevresinde dönmek zorundaymış gibi hissediliyor. Hâlbuki girişimci her yerdedir. O yüzden çok farklı ortamlarda potansiyel girişimcilerle bir araya gelmek gerekir. Kendisinin meşhur kitabı “Otobüsten indim BMW’ye bindim.” kitabını her girişimci okumuştur diye tahmin ediyorum. Kısa ama etkili bir hayat hikâyesi. Ancak nedense işlerin çok kolay gerçekleştiği hissini uyandırıyor insanlarda ve bu yanılgıya düşülmemesi gerektiğini uzun uzadıya vurgulaması gerektiğini düşünüyorum. Bu kısım biraz eksik kalmış bence. Zaten bilirsiniz yazılanlar genelde başarı hikâyeleri. Başarısızlık hikâyeleri yazılmadığı için sayılarının ne kadar fazla olduğunu bilmiyoruz. Araştırmalara göre girişimlerin yüzde 90’ı başarısızlıkla sonuçlanıyor. Kitapta bahsedilen ve ben...

Gatto ve Okul

Yaklaşık üç yıldır büyük bir hevesle beklediğimiz okulumuza nihayet taşındık. Benim çok heveslendiğim söylenemez ama insan yine de yeni bir binaya geçmeden önce umut doluyor motivasyonunu yenileniyor açıkçası. Yeni yapılan okul inşaatlarında şöyle bir durum söz konusudur. Tek bir plan vardır ve Türkiye’nin her yerine aynı planda okul yapılır. Doğusundan batısına kuzeyinden güneyine… Bundan daha önceki projelerde de durum tamamen aynı. Bu durum yeni bir uygulama değil. Yani Iğdır’da çalıştığım okul ile Kocaeli’nde atandığım okuldaki plan tamamen aynıydı. Geldiğimde çok fazla yabancılık çekmedim yani. Eğer özel bir kurum bir okul bağışında bulunmuşsa kendi tasarımını yapar ve gerçekten olması gereken bir bina tasarımına sahip olursunuz. Bizler bu şanslı azınlık içinde değiliz malesef. Bence okul mimarisi çok hassas bir konu. Binlerce güvenlik önlemi almak zorundasınız. Detaylar ile çok uğraşmalısınız. Hatta ekstra bir sanatsal kaygı bile güdülmeli. Ancak bu sabit tasarımların devle...

Alışkanlıklar

 Education köken olarak wikipedianın   önbellek sayfasında şu şekilde yazıyor. (site hala kapalı olduğu için Google önbellekte var olan yazıları okuyabiliyoruz şu an ) from ē- ("from, out of") and dūcō ("I lead, I conduct"). Latince kökenli “e” ve “duco” kelimeleri. İçeriden dışarı doğru anlamında. Her ne kadar üzerinde tartışmalar devam etse de genel kanı eğitim kelimesi kökeni ise “eğ” mek olduğu yönünde. Şekil vermek istediğiniz gibi eğip bükmek. Arada büyük bir fark var. Anlayış tamamen farklı. Bugün 5. Sınıflarla ilk dersimi yaptım. İlk kez girdiğim sınıflarda mümkün olduğu kadar verimli ders çalışmayla ilgili bilgiler veriyorum. Bazen çok ileri gidip okuduğum kitaplardan örnekler veriyorum. Bazıları için bir şey ifade etmiyor ama anlayanların gözlerinden belli oluyor. Aslında verimli çalışmanın sihirli bir formülü yok. Maalesef eğitim sistemimiz kelime kökünden de anlaşılacağı gibi kendi enerjilerini dışarı çıkarmada ve alışkanlıklarını değişmekte çok ...

Walkman, Spotify ve Eğitim

Geçenlerde  Spotify  ücretsiz deneme sürümü için bir reklam yaptı ve sanırım üç aylık aboneliği sadece bir TL’idi. Tatile çıkmadan önce iyi olacağını düşündük ve arabada dinlemek için aldık. İyi de oldu. Tam olarak bir mp3 çalar gibi değil ama bir radyo hissi uyandırıyor. Ancak tanımlayamadığım eksik bir şeyler var. Bir zamanların bitmek tükenmek bilmeyen müzik dinleme aşkıyla yanan ben, sanki müzik dinleme zevkim değişmiş gibi hissettim bir tuhaflık var ama nerede tam olarak bilemiyorum.Bundan tam 20 sene önce, 14 yaşındayken yaz tatilimde İstanbul’a gitmiştim. Elimde  Ankara itfaiye meydanı ndan babama rağmen aldığım  Pentax  marka bir fotoğraf makinesi ve benim yaş grubumun elinden düşürmediği bir Sony walkman var. Her Angaralı’nın yaptığı gibi İstanbul’a gidişlerimde yürüyüşe İstiklal caddesinden başlar ve kafama göre tünelden yokuş aşağı dar sokaklardan denize inerdim. Daha sonra balık ekmek, Eminönü ve Beyazıt vs. son durağım sahafçılar olurdu. Pek kit...

Eğitimde Doğru Sorular

Yeni bir eğitim öğretim yılı başladı. Bakanımızla birlikte bakanlığımızda da çok önemli değişiklikler var. Kendisi canlı yayında çok önemli detaylardan bahsetti. Hayalimizdeki eğitim sistemine tercüman olmak ve bunları gerçekleştirmeye çalışmak gerçekten zor bir iş olsa gerek. Kendisinin bu konuyu dert ettiğini ve yıllarını verdiğini hissedebiliyoruz. Kendisi de bence beklentilerin son derece yüksek olduğunun farkında. Ancak benim hayallerimdeki eğitim sistemi hedefleri arasında mıdır veya devletimizin böyle bir politikası var mı bilemiyorum. Bunu zaman gösterecek. Çünkü okudukça ve bilgilendikçe giderek daha karamsar bir hale bürünüyorum. Ve anlıyorum ki yaşadıklarımızın ve eğititim sistemimizin içler açısı durumundan ne şimdiki hükümet tek başına sorumlu ne de daha önceki yönetimler. Bu hepimizin ortak bir eseri aslında. Ali Saydam’ı tanır mısınız? Ülkemizin yetiştirdiği en önemli iletişim uzmanlarından birisi. Birçok danışmanlık işini başarı ile yürütmüş hatta kimi zaman eği...

Eğitimde Yeni Dönem

Nihayet yeni sistemin bakanları açıklandı. Diğer bakanlıklara değinmeden Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bahsetmek istiyorum. Zira medyadaki genel kanı diğer bakanlıkların beklentinin çok altında kaldığı yönünde. Zaten piyasa hareketlerinden olumsuz tabloyu sezebiliyoruz. Ancak eğitimde bence öyle bir değişiklik yapıldı ki belki de Ak Parti döneminde şimdiye kadar yapılan en mükemmel değişiklik olmuş. Eğitimin kalbinden gelen ve camiayı çok yakından tanıyan bir bakan ve bir akademisyen. Bugün biraz bu konudan bahsetmek istiyorum çünkü günlerdir eğitim konusunda öneli beklentiler vardı. Eğer beklenti sağlanamasaydı bence hükümete olan güven büyük oranda sarsılabilirdi. Çünkü hükümetin en önemli eksiklikleri arasında zaten eğitim politikaları geliyor. Tabi bakanın değişmesi neler değiştirir bilemeyiz ancak kişisel olarak beklentilerimi sıralamak isterim. Öncelikle camiadaki en önemli eksiklik öğretmenlerin kalitesi. Hizmet içi eğitimlerin üzerine çok ciddi bir şekil...

Cosmos ve Ortaokul

Küçüklüğümden beri belgesellere olağan üstü bir ilgim vardı. Ama tek kanallı dönemde elimizdeki kaynak tabi ki son derece sınırlı oluyordu. Zaten çok kanallı sisteme geçildiğinde de bu tekel yine de kırılamadı, çünkü bu sefer de kaliteli belgeseller tamamen paralı kablolu kanalların eline geçti. Biz yine beklemede kaldık yani. Aradan yıllar geçti. Bu sefer kablo tv daha ulaşılabilir bir şey haline gelirken kaliteli belgeseller bu sefer paralı diğer platformlarda adı sadece belgesel kanalları diye geçen mecralarda boy göstermeye başladı. Digitürk gibi platformlarda hitap ettiği kitle o zamanlar hep biraz daha ekonomik durumu iyi olan insanlardan oluşuyordu. Nedense TRT bu konuda hiç bir şey yapmıyor sadece kendi sıkıcı yerel belgeselleri ile yetiniyordu. Ve niyahet internet ve torrent devrimi ile bütün sınırlar kırıldı ve bizlerde sınırsız ve medya ile karşı karşıya kaldık. Deli gibi saldırdık tüm mecralara nabster larda mp3, torrentlerde film, belgesel ve diziler. En yeni divx forma...

E-kitap okuyucu

E kitap okuyucular ile ilgili olarak aldığım en önemli eleştiri kitap kokusu... Buna çok katılmasam da insanların kitap okumanın aynı zamanda bir zevk unsuru olarakta görmesi son derece doğal. Ancak bir de işin diğer tarafı var ki, eğer bir proje yazıyorsanız, 30 yaşından sonra java öğrenmeye başladıysanız veya kişisel gelişim okuyorsanız kitap kokusu çok da   önemli olmaz sanırım. Ancak kimi zaman artık ekrandan sıkalabilir ve kahve ile birlikte gerçek bir kitap okumak isteyebilirisiniz. Bu duygusal bağ gerçekten farklı. Bir kindle size bunu vermez. E kitapların size sağlayabileceği sayısız avantaj var. Bunun en başında depolayabileceğiniz kitap sayısı geliyor. Yani hiç zahmet etmeden tatilde, yolda, otobüste okulda binlerce kitabı yanınızda taşıyabilirisiniz. Size ayarlanabilir puntolar sayesinde önemli bir okuma hızı sağlar. Kaldığınız yer kaybolmaz, notlar alabilir, altını çizebilir ve sözlükler sayesinde dil yeterliliğinizi arttırabilirsiniz. Geçmişte insanların kütüpha...

Çocuklar için Uzun Vadeli Yatırım

Eğer yıllar önce dedeme yatırım planları ile ilgili olarak soru sorsaydınız. Size sadece uzun vadeli para biriktirmekten bahsederdi. Bu bizim ülkemiz için her zaman böyle olmuştur. Büyüklerimizin en fazla şikayet ettikleri şey bizlerin ne kadar savurgan olduğu ve paramızın değerini bilmediğimiz olmuştur. Bu kısmen doğru olsa da bizleri buna iten sayısız neden var. Ama bir tanesi bunların en başında geliyor. ÇELDİRİCİLER. Medyada çok sık duyarsınız. İnsanlarımız kolay paranın peşinde. Kimse uzun vade yatırım yapmak istemiyor. Asgari ücretle çalışan birisi bile elindeki birikimini telefon almak için hemen harcayabiliyor. Tüm bunların mantıklı bir sebebi olmalı. Nasıl bu hale geldik? Birikim yapan babalarımızdan günümüze neden bu alışkanlıklar değişti? Neden bu kadar borçlanıyoruz? Düştüğümüz en büyük tuzak yatırım çeşitlerinin eskiye göre çok daha fazla artmış olması. Hisse senedi piyasaları, coinler ve forex piyasaları, varantlar ve kaldıraçlı işlemler. Gençlik artık tamamen bu y...

Erasmus Plus projesi nasıl yazılmalı.

Değerli öğretmen arkadaşlar, Özellikle öğretmenlere seslenmemin önemli bir sebebi var çünkü AB projeleri özellikle bizlere önemli mesleki avantajlar sunuyor ve kendimizi geliştirmenin önemli ayaklarından bir tanesi. Hani hep şikayet ettiğimiz standart konular vardır ya, özel okullardaki imkanlar olsa daha etkili çalışabiliriz. Mesleki tatminim yok, biraz daha esnek çalışabilsek sadece test çözmesek her şey ne kadar güzel olacak, sistem değişiyor kimse bize sormuyor vs. Alın size mükemmel bir fırsat. Hem de öyle böyle değil. Tabi oturup çalışmak şartı ile… Bu yazımızda sizlere Erasmus Plus ile ilgili detayları yazmak istemiyorum. İnternette ve facebook grupları içerisinde yeterince ve hatta fazlası bile var. Vurgulamak istediğim asıl önemli nokta, birçok alanda olduğu gibi bu alanda da plansız ve iç disiplin olmadan çalışmak. Eğer mesleğe ilk atandığım yıl ,ki bu on yıl önceydi, birisi bana nasıl proje yazılması gerektiği ile ilgili soru sorsaydı, sadece klavuzdaki kriterler...

Öğretmen Olmak

Adam Smith. Aranızda mutlaka kitaplarından bir tanesini okuyanınız vardır. Her ne kadar eğitimle çok ilişkili olmasa da, her şeyin başı eğitimdir felsefesiyle yola çıkacak olursak, eserlerinin mutlaka biz eğitimciler tarafından okunması gerekir. Milletlerin Zenginliği eserinde beni en çok etkileyen üretim şekillerinin klasik üretim yöntemlerinden nasıl daha hızlı ve verimli hale dönüştüğü idi. Eserde aynı zamanda geleceğe ilişkin ipuçları vermekte ve bazı tahminlerde de bulunmaktadır. İnsanın bazı noktalarda "vay be " dediği ve şimdi yaşasaydı gelecek için neler öngörebilirdi acaba diye düşündüğümüz sayısız anlar bulunuyor. Medyada çokça atama krizi ile gündeme gelen öğretmen adayları insanların zihinlerinde yaz tatilleri geyiği ve kısa çalışma zamanları gibi asıl noktadan uzaklaşan bir yaklaşım içinde bulunmakta maalesef. Ancak buna bizler de yani öğretmenler de biraz ön ayak olmaktayız. Bizde tıpkı Adam Smith gibi gelecek tahminleri yürütmek zorundayız. Peki, bu gelec...